Akıllı telefonlar hayatımızın en önemli parçalarından birini oluşturuyorlar. Ve hatta kimileri için sahip olunan bilgisayardan daha değerli ve pahalı olabiliyorlar. Ancak çoğu kullanıcı akıllı telefonun üstlendiği görevlere ve işlevlere verdiği değeri satın alma sürecine yansıtamıyor. Bunun birçok nedeni var elbette. Kiminin kafasında iyi de olsa kötü de olsa mutlaka almak istediği bir ürün oluyor kimi de gittiği mağazadaki personelin yönlendirmesi doğrultusunda daha önce hiç tanımadığı bir cihazı satın alıyor. Peki, akıllı telefon satın alırken ya da satın alma aşamasında nelere dikkat etmek gerekiyor; bizim ihtiyaçlarımızı karşılayacak fiyat performans açısından en iyi ürünü nasıl bulabiliriz?
Her şeyden önce bir akıllı telefona neden sahip olmamız gerektiği sorusunu kendimize sorarak başlamalıyız. Var olan telefon oldukça yavaş mı? Sık sık fotoğraf çekmek istiyor ya da bir fotoğraf makinesini taşımak istemiyor muyuz? Sürekli seyahat ediyoruz ve iletişim ihtiyacımız çok kanallı mı? Oyun oynamaya bayılıyor ve her geçen gün gelişen mobil oyun dünyasının nimetlerinden faydalanmak mı istiyoruz? Var olan telefon ekranı çok küçük ya da görüntü kalitesi artık bizi rahatsız mı ediyor? Adeta soruların sonu gelmiyor gibi görünse de bu sorunların her biri, seçim esnasında iki cihaz arasında kaldığınızda bile büyük bir etken olabilecek türden. Çünkü ihtiyacımızı belirleme ve o ihtiyacımızı karşılamadan ziyade allanıp pullanarak gösterilen ve adeta bir sosyal sınıf simgesi olan cihazları “istemeye” yoğunlaşmış durumdayız. Ve haliyle bu alışkanlığı ya da eğilimi yıkmak pek de kolay olmayabiliyor.
İşletim Sistemi
Akıllı telefon dünyasının en önemli değerlerinden biri olan işletim sistemi dünyası cihaz seçiminde belki de en kolay aşama. Uygulama zenginliği, cihaz uyumluluğunun son derece geniş olması, arkasında Google’ın olması, sürekli gelişmesi ve değişime açık olması Android’i bu alanda rakiplerinin önüne geçiriyor. Ancak bu noktada cihazdaki Android sürümü çok önemli. Alacağınız ürünün en az Android 4 ve üstü sürümle gelmesi ya da bu sürümlere yükseltilebilir olması tarafımdan şiddetle tavsiye edilir. Çünkü en akıcı Android sürümü, en yeni Android sürümüdür!
Apple iOS, Microsoft Windows Phone ve BlackBerry dünyasında durum biraz daha farklı. Çünkü söz konusu markalar ve ürünler yoğun donanım – yazılım etkileşimiyle üretiliyorlar. Bu sayede işlemcisi ve ara bellek yani RAM birimi daha güçlü Android cihazla yakın performans sergileyen iPhone’lar ve Windows Phone telefonlar üretilebiliyor.
Tüm bunlara rağmen işletim sistemi konusunda belki de en önemli kıstas, kullanıcının kullanageldiği diğer teknolojik cihazlar. Zira Mac kullanan birinin Android ya da Windows Phone telefon olması pek de kolay olmaz. Bu noktada kullanım alışkanlıkları ve marka bağlılığı devreye girer. Buna karşın Windows işletim sistemli bilgisayar sahipleri kolay bir şekilde Android cihaza yönelebilir.
İşlemci, Ekran işlemcisi ve Ara Bellek (RAM)
Günümüzde akıllı telefonların işlemci güçleri bazı netbook bilgisayarlardan daha üstün durumda. Aynı üstünlük ara bellek yani RAM donanımı konusunda da görülüyor. Eğer çok güçlü bir işlemciye sahip olmak istiyorsanız ve tercihiniz dört çekirdekli işlemciye sahip bir cihaz seçmelisiniz. O dört çekirdekli işlemci Qualcomm Snapdragon serisindense gözünüz arkada kalmaz. Zira Samsung Galaxy S4 iki farklı modelle çıktı. Biri 8 çekirdekli Exynos işlemcili diğeri 4 çekirdekli Snapdragon 600 işlemciliydi. Yapılan testlerde 4 çekirdekli olmasına rağmen Snapdragon 600 ile arada çok az bir fark vardı.
Orta sınıf bir cihaz işimi görür ya da basit bir şey olsun deseniz bile çift çekirdekli işlemci alt sınırınız olmalı. Yine bu noktada Qualcomm’u gözünüz arayabilir.
Üst seviye cihazlarda 2 GB artık standart ara bellek değeri kabul edildi. Muhtemelen 4-5 ay sonra çıkması beklenen Galaxy Note 3 ile bu seviye 3 GB’a taşınacaktır. Ancak günümüzde 2 GB yetiyor da artıyor bile. Diğer yandan 1 GB’ın altında RAM’e sahip bir akıllı telefonu pek önermem. Çünkü gerek uygulamalar gerekse oyunlar bu noktada bazen 1 GB’ın altındaki değerlerde sorunlara neden olabiliyorlar.
Klasik bilgisayarlarda ekran kartı neyse akıllı telefon dünyasında da ekran işlemcisi odur. Akıllı telefon oyunlarının grafik kalitelerinin gittikçe arttıklarını düşünürsek bu noktada Qulcomm Adreno 320, Mali 400 en popüler ekran işlemcilerinden bazılarıdır. Üst seviye akıllı telefon isteyenlerin alt sınırı bunlar olmalıdır. Ancak orta sınıf akıllı telefonların çoğunda yine bu ekran işlemcilerine yer verilir. Bu aşamada ileriye yönelik cihaz olup olmayacağına göre tercihinizi yapabilirsiniz.
Ekran
Bir dönem telefonlar ne kadar küçük ve inceyse o kadar popülerdi ve dikkat çekerdi. Ancak devir değişti. Şimdi daha çok büyük ekranlı olanları ve hatta annemin deyişiyle televizyon gibi olanlar dikkat çekiyor.
Eğer akıllı telefon alırken tablet ihtiyacınızı da ortadan kaldırmak istiyorsanız kesinlikle en az 5 inçlik ekran büyüklüğü öneririm. Tecrübeyle sabit, sahip olduğum Galaxy Note 2 ile daha önce kullandığım tableti aramıyorum. Buna karşın Digiturk Play üzerinden futbol maçlarını, NBA Game Time üzerinden basketbol maçlarını ve diğer birkaç platform sayesinde bazı dizileri ve belgeselleri memnuniyetle izliyorum. Aynı şeyi filmler için söylemek zor. Yani, o kadar da değil. Fakat yazın gelmesiyle birlikte bu dev ekranlı telefonu nasıl taşıyacağımı da kara kara düşünmeye başladım.
Yukarıda şahsımdan yola çıkarak verdiğim örnekler sizin için pek geçerli değilse 3 – 4 inç aralığında bir ekran boyutu yeterlidir. Biraz geçerliyse 4 – 4.8 inç aralığını tercih edebilirsiniz. Ya da benim gibi tüm bu çoklu medya içerikleri olmazsa olmazlarınızsa en az 5 inçlik ekran büyüklüğü olmalı derim.
Ekran ve görüntüleme teknolojileri ekran büyüklüğünden bile önemlidir. Fakat kullanıcıların çoğu satın alma aşamasında ekran büyüklüğüne daha çok önem verirler. Bu alanda kıstaslar son derece net. Üst seviye akıllı telefonlarda ileriye yönelik, yeni çıkmış cihazlarda 1080p ekran çözünürlüğüne sahip bir cihaz dikkat çekiyor. Yine üst seviye olsun fakat mutlaka yeni çıkanlardan olması gerekmez derseniz 720p ekran çözünürlüğü de sizi fazlasıyla tatmin edecektir.
Orta sınıf ve giriş sınıfı cihazlarda 480×800 piksel ekran çözünürlüğü neredeyse standart olarak kabul ediliyor.
Ekranın büyük ya da ekran çözünürlüğünün yüksek olduğunu istemek daha çabuk bitecek batarya anlamına da gelebilir. Zaten akıllı telefonların günlük kullanımlarında en çok güç tüketen alan ekranlar oluyor. Zira ekranların gelişmesine bataryalar ayak uyduramıyorlar. Bundan dolayı piyasadaki en iyi telefonlarda bile 3100 mAh pil değerleri görülebiliyor. Eğer her gün şarj ederim, sorun değil diyorsanız ne âlâ. Fakat gününüzün büyük kısmını dışarıda ya da seyahatte geçiriyorsanız bu önemli konuyu mutlaka dikkate almalısınız.
Yine gününüzün büyük kısmı ya da tamamı dış ortamda, güneş altında geçiyorsa mutlaka ekran parlaklığına dikkat etmelisiniz. Aksi halde üstün donanıma sahip fakat ekranı hiç görünmeyen bir oyuncak taşırsınız.
Kamera
Belki de birçok akıllı telefon kullanıcısı şu anda kullandığı cihazı sırf kamerası X MP diye aldı. Evet, sık sık fotoğraf çekiyorsanız ve bu özellik sizin için en önde gelen beklentiyse bu normal. Fakat böyle değilse kameranın MP sayısını bu kadar önemsemeyin derim. Çünkü bu noktada devreye kullanılan olası lensler ve kamera yazılımları devreye giriyor. Örnek, Nokia Lumia 920 isimli akıllı telefonda 8 MP çözünürlüğünde kamera olmasına rağmen yeni yeni çıktığını düşünebileceğimiz 13 MP çözünürlüklü akıllı telefonlardan daha iyi fotoğraf çekiyor. Zira üstünde harikulade bir lens var. Carz Zeiss marka bu lensler Nokia’nın PureView teknolojisiyle birleşince gece çekimleri başta olmak üzere bu alanda büyük bir fark meydana geldi. Demem o ki MP sayıları kadar o cihazın kamerasında lens kullanılıp kullanılmadığına, kullanıldıysa da markasına dikkat etmeniz iyi olacaktır. Diğer yandan üst sınıf akıllı telefonlardan biri olan HTC One üzerinde 4 MP değerinde bir kamera yer alıyor. Fakat bu kamerada piksel aralığı daha geniş olduğundan ve kamera teknolojisindeki bazı önemli farklılıklar sayesinde 13 MP çözünürlüklü cihazlarla çok rahat bir şekilde rekabet edebiliyor. Hatta bazılarını geçiyor bile.
Fotoğraf çekmek kadar video kaydetme özelliği de önemli. Bu noktada kıstas daha net. En az saniyede 30 kare ile 720p çözünürlüklü video çekebilme özelliği bulunmalı. Nokia’nın PureView teknolojisi gibi teknolojilerin video çekiminde de etkili olduğunu da unutmamak lazım.
Depolama
Akıllı telefonlarla fotoğraf ve video çekmek oldukça normal ve popüler bir kullanım eğilimi. Bu eğilim beraberinde sürekli dolan bellekleri de beraberinde getiriyor. Zira ülkemize gelen telefonların neredeyse tümünde en düşük depolama alanına sahip olanları öne çıkıyor. Bu noktada komik depolama alanlarına rastlamak bile mümkün.
Alacağınız akıllı telefon orta sınıfsa 16 GB; üst seviyeyse 32 GB dâhili depolama alanına sahip olmasını öneririm. Çünkü bellek sektörünün karakteristik özelliklerinden biridir, yazılan seviyede bellek alanı kullanıcıya doğrudan sunulmaz. Mesela 250 GB değerinde bir harddisk alırsanız 230 GB’ını falan aktif olarak kullanabilirsiniz. Akıllı telefon dünyasında da buna benzer bir durum söz konusudur. Zira telefonların kullandıkları işletim sistemi ve varsayılan olarak gelen yazılımlarla en az 4’te 1’ini zaten harcamış bulursunuz. Hatta Samsung Galaxy S4 üzerinde birçok yazılım özellikleri olması nedeniyle 16 GB’lık modeldeki belleğin neredeyse yarısı kullanılabiliyor. Diğer yarısı zaten dolu geliyor. İhtiyaçlarınız ve öngörünüzü dikkate alarak seçim yapmalısınız.
Son söz
Ülkemizde teknoloji çok ama çok seviliyor. Fakat biraz da bilinçsiz seviliyor. Ve bir cihaz genellikle başkaları çok sevdiği için seviliyor. Bir telefon satın almadan önce onun size katacağı havayı ya da o cihazı bir masaya koyacağınızda size vereceği tatmini değil; günlük işlerinizde size dokunacağı yardımı, kolaylaştıracak işlerinizi düşünmenizi tavsiye ederim. Çünkü telefonlar artık sadece telefon değiller. Adeta günlük yaşamda en büyük yardımcımız onlar. Nasıl ki günlük yaşamda küçük jet uçaklar sadece belli bir iş adamının gerçekten ihtiyaç duyduğu bir şeyse bazı üst seviye akıllı telefonlar da birçoğumuz için öyle. Dolayısıyla yazımın başında da dediğim gibi önce ihtiyaçlarınızı ortaya koyun, sonra bu ihtiyaçların hangi cihaz tarafından karşılandığını araştırın. Ama mutlaka araştırın, incelemeleri okuyun ve izleyin.
Hoşçakalın.
(Alıntı : Tamindir Blog – Onur Şendere)
Maraş Haber (Marashaber.com.tr)
Güncelleme Tarihi: 09 Eylül 2013, 01:23